16 Ocak 2010 Cumartesi

Zamana Değen


Mahmur kediler ben doğmadan önce vardılar. Sorumlusu ben olamam. Bunca suriyeli japon balığının ve diğer tüm kadınların sorumluluğunu da alamam. Denizlerin dibi eminim benden öncede taşlıdır, kum zaten vardır ve toz. Bunca birleşmiş harf ve notada bir anda ortaya çıkmış olamaz. Kurdelalar, ağaçlar, kilometrelerce yol, bunca bebek. Afrikanın nehirleri, asya filleri ve yedi denizin ışıkları hep daha uzun zamanları hak ediyor. Üç yüz altmış beş gün vardır elbet ama ben altı saatine sahip çıkabilirim ki bunların hepsi benim okul çıkışlarıma denk gelir ve üç bardak dolusudur hep. Koşmalarım ve rüyalarım benimle var olmuş gibi gelir bana, en azından milattan sonra ki bölümleri. Doğumumdan öncekilere sahip çıkmadığım gibi, kullanırım da. Çünkü yine onlar kolaylaştırır benim de doğumlarımı. Kolay mı üflemek, içinden birkaç renk çıkarmak için. Kendi havama maviyi üflemek kırk yılımı aldı, bu sırf maviye ayırdığım zamandır. Bunu bütün annelerime sorabilirsiniz. Başka renklerde seçebilirdim ama benekli bir ben, doğduğumda mavi diye fısıldamış kulağıma. Sonradan küçük kız kardeşim anlatmıştır bunu da. Üç yaşıma kadarda ıslak kumları yarattım -sanırım üç yaşına kadar bütün çocuklar en fazla ıslak kum yaratırlar- sonra başladı tüm o gökler ve yer ve sesler ve sıcak. Tam yedi yıl sürer bunlarda. Fakat bu gazetelerin yazdığıdır. Çünkü onların ekimi, ocağı hep haziran ya da mart gibi gelir bana. Gazete yılıyla on yaşıma geldiğimde on altı yaşındaydım, bu da kendi dünyamın üçte ikisini suyla kapladığım zamanlardır. On altı yılımın sonunda sırtım ısınmaya başladığında güneşin geldiğini bakmadan anlamıştım. Yirmi yıllık ıslaklığı otuz altı saniyede kurutmuştu. Sonra bir süre zamanı dondurmak istediğimde bir göl kurup boğazıma kadar suya girdim. Birkaç kurbağa ve üç iribaşla tam beş yıl zamanı dondurduk. Yıldızlı bir geceyi beş yıl izledik, uyandığımda çimlere uzandığımı hatırlarım hep. Yeşil sırtımdan içeri giriyordu, maviyi ben isteyerek çektim burnumdan. Tüm damarlarımda hissettim -İnsan kalbi dört odacıklıdır- Yeşil, üçüncü odacıkta bekledi maviyi ve ilk defa dördüncü odacıkta karşılaştılar. Su dolaşıyor sanmıştım damarlarımda onların ilk karşılaşmasında.

Hala el salladığımda su sesi gelir. Bir tek ben duyarım.

Hiç yorum yok: